15.6 C
Ankara
Friday, March 29, 2024
spot_img

“Düşen Petrol Fiyatları ve Etkileri”-“Falling Petrol Prices & Effects”

Konuk YazarOrhan DURAN

PETFORM eski Yönetim Kurulu Başkanı

Hızla gerileyen petrol fiyatlarının düşüş nedenlerini ve etkilerini, Brent Petrolü esas alarak değerlendirmeğe çalışalım. Brent petrol fiyati diye anılan fiyat, İngiltere ve Norveç arasinda yeralan Kuzey Deniz’inde üretilen az sülfürlü ve yüksek kaliteli ham petrolun İskoçya’nin Sullom Voe terminalindeki teslimat fiyatıdır. Bilindiği gibi Brent Petrolün varil fiyatı; Haziran 2014 te 110 ABD Doları civarında iken, bugünlerde 50 ABD Doları altına dek gerilemiş olup değer kaybı yaklaşık % 55 civarındadır. Değer kaybının henüz durmadığını ve varil fiyatının 40 Dolara dek düşmesi tahmin edilmektedir. Öngörülerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Daha birkaç yıl öncesinde, petrol fiyatlarının 100 Doların altını artık göremez yönünde tahminler yapılırken hatta varil fiyatının 150 Doları göreceğini söyleyen kişi ve kurumlar varken bu hızlı düşüşün nedenlerini anlamaya çalışalım.*

a) ABD kaya gazı / kaya petrolü (shale gas / shale oil) devrimi ve yatırımlarının sonucunda gerçekleşen önemli doğal gaz ve petrolün üretilmeğe başlanması ve ABD nin kendi enerji ihtiyacını (petrol ve doğal gaz olarak) karşılar duruma gelmesi hatta birkaç yıl içinde doğal gaz ihraç edebilecek bir konuma ulaşacak olması. Bilindiği gibi ABD de doğal gaz fiyatları, yüksek kaya gazı üretimi nedeniyle Avrupa’ya göre yaklaşık 4 misli ucuz hale gelmiştir.

b) OECD ülkelerindeki ekonomilerin öngörülen çerçevede gelişememesi, hatta bazılarında durgunluk sürecinin devam etmiş olması,

c) Önceki yıllarda hızla büyüyen Çin ekonomisinin (%9-12 gibi) büyüme rakamlarının düşüşe geçmiş olması (%6-7) ve önceki yıllarda olduğu gibi sürekli artan enerji talep oranının daha düşük düzeylerde artış göstermesi,

d) Gelişmekte olan ülke ekonomilerindeki yavaş büyümenin devam etmesi ve öngörülen büyümelerin yakalanamaması ve dolayısiyle enerji taleplerinin sabit veya çok az artış göstermesi,

e) Petrol ihraç eden ülkelerin kuruluşu OPEC içerisinde geçmişteki birlikteliğin ve ortak karar alma mekanizmasının son dönemlerde işleyemez hale gelmiş olması ve en büyük üretici olarak (yaklaşık 9,5-10 milyon varil/gün) Suudi Arabistan’ın kararlarda etkin rol alması. Bu durumun, OPEC’in fiyatlar üzerindeki rolünü, geçmişe kıyasla zayıflattığının bir göstergesidir.

f) Pazara arz edilen petrolün talepten fazla oluşu ve özellikle Suudi Arabistan’ın petrol üretim miktarında kısıtlamaya gidilmesini desteklememesi. Ayrıca,Non-OPEC petrol üreticisi ülkelerin ürettikleri petrolü piyasa sunması ve düşen fiyatlara rağmen pazara sunma stratejileri vb nedenleri sıralayabiliriz.

Orhan Duran

Türkiye’nin avantajları var mı?

Bilindiği gibi ülkemiz gerek duyuduğu petrolün %93 ünü, doğal gazın ise % 98 ini ithal etmektedir. Özetle, Türkiye gerçek bir petrol ve doğal gaz ithalatcısı olup 2013 yılında yaklaşık 55 milyar dolarlık petrol, petrol ürünleri ve doğal gaz ithal etmiştir. Bu rakam ülkemizin verdiği cari açığa eşdeğer bir rakamdır. Varil bazında her 10 dolarlık artış veya düşüş ekonomize 4-4,5 milyar dolarlık avantaj ya da dezavantaj yaratmaktadır. Hazirandan itibaren varil başına 60 dolarlık düşüş (gelecek 6 ay / 1 yıllık ortalamayı 60 dolar olarak öngörecek olursak) nedeniyle, ekonomimizin kazancı yaklaşık 18-20 milyar dolar olacaktır. Bunun da ülke ekonomimiz açısından oldukça olumlu bir husus olduğu açıktır. Öte yandan düşük seyreden petrol fiyatlarının, ticaret yaptığımız petrol üreticisi ülkelere ihracatımızı negatif yönde etkilemesi nedeniyle ihracat rakamlarımızda belli oranda düşme riski yaratabilecektir. Bunun da aklımızın bir kenarında durması ve göz önüne alınmasında fayda olacaktır.

Tüketici konumunda olan halkımız ise düşen petrol fiyatlarının pompaya yansımasını beklemektedir. Ülkemizdeki petrol ürünlerindeki yüksek vergi (%62-64 civarında) varlığı nedeniyle, petrol ürünlerde yapılan düşüş oranı ham petrol fiyalarındaki düşüş oranı ile parelel olamamaktadır. Eğer petrol fiyatları bu düzeylerde en azından 6 ay kalacak olur ise, bunun sanayi kuruluşları için de bazı fiyat avantajları yaratması mümkün olabilecektir. Tüm bu gelişmeler, enflosyon üzerinde de belirli oranda pozitif etki oluşturacaktır.

Sonuç olarak düşen petrol fiyatlarının ülkemiz ekonomisine olumlu etkileri olacaktır. Petrol ve petrol ürünlerine bağlı doğal gaz anlaşmalarındaki fiyatlarda, ham petrol düşüşlerine parelel olarak düşmeli ve halkımıza daha ucuz doğal gaz tedarik etmenin yolu açılmalıdır. Tabii, TL nin ABD doları karşısındaki değer kaybının da fiyat oluşumunda dikkate alınması esas olmalıdır. Uzun zamandır özel sektörün gündemde tuttuğu maliyet bazlı doğal gaz fiyatını dikkate alacak bir piyasa oluşumunun kalıcı bir şekilde hayata geçirilmesi esas olmalı ve özel sektörün doğal gaz ithalat edebilmesinin önü yeni Doğal gaz Piyası Tasarısı ile açılmalıdır. Bu durum, özel sektörün büyümesi ve piyasasının rekabetçi ve şeffaf olması ve gelecekte fiyatların düşmesi bakımından önem arzetmektedir. Daha da önemlisi, hedeflenen ve derinliği olan bir doğal gaz piyasası oluşumunda yukarıdaki unsurların ne denli önemli olduğu malumdur.

Düşen petrol fiyatlarının olumsuz etkileri neler olacak?

Ham petrol fiyatlarındaki düşüşler doğal olarak petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerini olumsuz etkileyecektir. Suudi Arabistan ve birçok OPEC ülkesi kara alanlarında, varil petrolün kuyu başı maliyetleri oldukça düşüktür (örg Suudi Arabistan da 4-6 Dolar, Irak ta 4-5 Dolar). Bu ülkelerin karlılığı devam edecek ancak kardan zararları en az %50 civarına çıkacaktır. Bu da bütçelerine ve yatırım programlarına negatif olarak yansıyacaktır. Ancak, en büyük olumsuzluk shale gas / shale oil yatırımlarında da azalmaya, hatta fiyatların düşmeyi sürdürmesi halinde durma noktasına getirmesi bir başka realitedir. Benzer olumsuzluk, derin deniz – ultra derin deniz petrol arama çalışmlarında olacak ve arama yatırımları durma noktasına gelecektir. Daha da önemlisi, keşif yapılan ve geliştirmeyi bekleyen geliştirme projelerinin yatırımları da aşağıya çekilecektir Günümüzde 40-70 dolar aralığında kuyu başı maliyetlere ulaşan shale gaz ve derin deniz arama yatırımları, ya tamamen durdurulacak ya da düşük profilde devam edecektir.Yatırımların durması ve/veya azaltılmasının olumsuz etkileri 4-5 yıl sonra dünyada belirgin şekilde görülmeğe başlanacaktır. Bu durumunda, geelcekte petrol fiyatlarının yeniden hızlı yükselişine neden olabilecektir.

Hızla düşen petrol fiyatları nedeniyle, başta büyük petrol şirketleri olmak üzere şimdiden birçok off shore arama projeleri ertelenmiş ve off shore saha geliştirme proje yatırmları neredeyse yarı yarıya azaltılmaya başlanmıştır. Bunun basit bir örneğini başta TPAO olmak üzere ülkemizde faaliyet gösteren petrol şirketlerinde de görmek mümkündür. TPAO planladığı 2015 arama yatırmlarını %50 azaltacağını açıklamıştır.

Düşen petrol fiyatlarının insan odaklı önemli bir etkisi ise çalışanlar üzerinde görülecektir. Başta majör petrol şirketleri olmak üzere tüm petrol şirketlerinde yatırımların aşağıya çekilmesi nedeniyle, önemli oranda personel azaltma ve işten çıkartma operasyonları devreye girecektir. Bu husus, şimdiden birçok şirket tarafından uygulanmaya konulmuştur.

Düşen petrol ve doğal gaz fiyatlarından en çok olumsuz etkilenen ülke başta Rusya olmak üzere, Irak, İran, Nijerya, Venezuala vb petrol üreticisi ülkeler olacaktır. Rublenin, Dolar karşısında yüksek değer kaybı bunun açık bir göstergesidir. Örneğin Rusya nın ihracat gelirlerinin %50 sini petrol ve doğal gaz ihracat gelirleri oluşturmaktadır. Irak ta bu rakam % 95 dek çıkmakta olup bu ülkenin geleceği için ne denli önemli olduğu açıktır.

Tüm bu durumlar yaşanırken, siyasal politika ve bazı ülkelere uygulanan siyasal yaptırımların bir noktadan sonra dünya barışı için bir tehdit oluşturabileceği de gözardı edilmemelidir.

201101_ttopco-03-1-4

Fiyatlar gelecekte de düşük mü seyredecek?

Bu sorunun cevabı maalesef hayır olacak. Şu anda ekonomilerdeki zayıf görünüm gelecek yıllarda yeniden yerini gelişmeye bırakacak. Özellikle de gelişmekte olan ülkelerin enerji ihtiyacı giderek artacak. Bu artışları karşılamada fosil yakıtların rolü daha uzun yıllar devam edecektir. 2014 yılında arz edilen petrol miktarı yaklaşık 91 milyon varil /gün düzeyinde oldu. OPEC in “World Energy Oulook 2014” raporuna göre, petrol talebinin 2040 larda 111 milyon varil / gün mertebesine ulaşacağını (yılda yaklaşık 1 milyon varil /gün artış) ve artan talebin önemli bir kısmının gene OPEC ülkelerinin üretimlerinden karşılanacağı öngörülmektedir. Dünya nüfusu 2040 lı yıllarda yaklaşık 2 milyar artarak, 9 milyara ulaşması tahmin edilmektedir.Enerji talebi 2040 lara dek %60 artacak, bu artışın yaklaşık % 70 i gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşecek. Gelişmekte olan ülkelerdeki yüksek talep artışına rağmen kişi başına düşen enerji tüketim miktarı OECD ülkelerinin 1/3 üne ancak yaklaşabilecektir. 2020 lere dek Çin, sonrasında ise Hindistan ve diğer gelişmekte olan ülkelerin enerji talepleri artışını sürdürecektir. Ülkemizde de enerji ihtiyacının, yıllar bazında ortalama %4.5 civarında artması öngörülmektedir.

Tüm dünyada talepi karşılamak için öngörülen petrol ve doğal gaz yatırmlarının 2040 lara dek 10 trilyon dolar civarında olması tahmin edilmektedir. Ancak, yukarıda anlattığımız nedenlerden ötürü, öngörülen yatırım miktarlarında önemli düşüşler olabilecektir. Özetle, dünyada ekonomilerin yeniden yüksek oranlarda büyümeye başlaması ve fosil yakıtların öncü rol oynaması göz önüne alınıcak olursa, petrol fiyatlarının tekrar yükselişe geçmesini beklemek normal bir değerlendirme olacaktır. Düşen petrol fiyatları nedeniyle azalacak olan arama ve geliştirme yatırımları ve ekonomilerin yeniden yükselişe geçmesi dikkate alındığında, gelecek yıllarda petrol fiyatlarında hızlı yükselişlerin yaşanması sürpriz olmayacaktır. Bu nedenle, ülkemiz enerji yetkilileri bu durumu en iyi şekilde değerlendirip planlarını ve yatırımlarını buna göre dizayn etmeleri ve bugünlerde düşük seyreden petrol fiyatlarından maksimum faydalanma stratejilerini oluşturmaları önemli olacaktır.

Düşen fiyatların tüketiciye elden geldiğince yansıtılması dileklerimle…

*”Bu yazı Enerji Panorama dergisinin Şubat 2015 sayısı için hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Türkiye Enerji Vakfı’na aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”

TENVAhttps://www.tenva.org
Türkiye Enerji Vakfı (TENVA), enerji kaynakları, teknolojileri, politikaları ve enerji piyasalarında gerçekleşmekte olan ulusal ve uluslararası gelişmelere aktif katkı sunmak için 2012 yılında faaliyetlerine başladı. Enerji sektörüne özel Türkiye'nin ilk ve tek düşünce kuruluşu olmanın verdiği ağırlıkla çalışmalarını gerçekleştiren TENVA bünyesinde; Enerji Teknolojileri ve Sürdürülebilirlik Araştırma Merkezi, Uluslararası Enerji Politikaları ve Diplomasisi Araştırma Merkezi, Enerji Piyasaları ve Düzenleyici İşlemler Araştırma Merkezi yer almaktadır. TENVA, dünya piyasalarındaki eğilimler ve politik gelişmeler dikkate alınarak; uluslararası bir bakış ve disiplinler arası bir anlayış ile sektörü ele alıyor ve bu anlayış çerçevesinde 2013 Haziran ayından bu yana aylık olarak Enerji Panorama dergisini yayınlıyor.

Benzer

Sosyal Medya

513BeğenenlerBeğen
431TakipçilerTakip Et
13,416TakipçilerTakip Et

Haber bültenimize abone ol

E-Bülten abonemiz olun, enerji sektörüne dair en güncel haberler ve duyurular her hafta e-posta adresinize gelsin.

spot_img

En Son Haberler