Emir ÇETİNKAYA*
Yanlış duymadınız yenilenebilir enerji yatırımları gibi geri dönüşümü kısa süre içerisinde net ve garanti olan yatırımlar için yeterli kaynağı oluşturmak mümkündür. Yeter ki atıl kaynakları doğru yöntemlerle verimli değerlendirelim. Yazının devamında hangi kaynakların ne şekilde kullanılabileceğine ilişkin öneriler yer almaktadır.**
Günümüzde enerji ve enerji arz güvenliği günlük hayatımızın devamı için üzerinde en çok durulması gereken temel konuların başında gelmektedir. Diğer taraftan iklim değişikliğinin önlenmesi çerçevesinde karbon emisyonlarının azaltılması dünyanın son yıllarda öncelikli gündemini oluşturmaktadır.
Bir yandan verimli enerji kullanımı öne çıkarken aynı zamanda yenilebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi teşvik edilmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının başında ise hidrolik, güneş, rüzgar ve jeotermalden enerji üretilmesi, yenilebilir enerji kaynaklarının toplam enerji üretimi içerisindeki payının artırılması önem arz etmektedir.
2015 yılı Kasım ayı itibarıyla ülkemizin enerji arz kapasitesi 72,486,4 MW seviyesine ulaşmış olmakla birlikte bu arz kapasitesi içerisindeki Güneş santrallerinin payı 203,1 MW ile binde 3 seviyesindedir.
2014 yılında ise bu rakamın 40,2 MW ile binde birin altında bir paya sahip olduğunu görüyoruz. Rüzgarda ise durum henüz arzu edilen seviyelerde olmamasına rağmen çok daha iyi durumdadır. 2015 yılında RES kurulu gücü 4.365,6 MW ile GES kapasitesinin 20 katından fazla bir paya sahip.
Ülkemizin enerji tüketimi her 10-12 yılda iki katına çıkmaktadır. Bu noktadan hareketle enerji arz güvenliği açısından enerji yatırımlarına devam edilmesi bir zorunluluktur. Tercih noktasında ise yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmemiz ise ayrı bir önem kazanmaktadır.
Enerji Yatırımlarını Kim Yapacak?
1984 yılı sonrası ülkemizde enerji üretimi ilk defa özel sektöre açılmış, somut adımlar ise 1990 yılı başlarında atılmaya başlanmıştır. 2000’li yılların başında ise enerji piyasalarının liberalleşmesi yönünde EPDK’nın kurulmasıyla birçok yasal düzenleme devreye girmiştir. 2000-2015 dönemini dikkate aldığımızda enerji üretiminde kamunun payı azalırken özel sektörün payı %50’nin üzerine çıkmış bulunmakta ve artmaya devam etmektedir.
Yakın dönemde kamunun elinde bulunan santrallerin işletme lisans devri yoluyla özel sektöre devredilmesiyle birlikte artık enerji yatırımlarının özel sektör eliyle sürdürüleceğini söyleyebiliriz.
GES ve RES Projelerinde Son Durum Nedir?
RES projelerinde yatırımlar GES projelerine göre daha ileri bir kapasite noktasında olmasına rağmen bu alanda daha hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Esen rüzgarın enerjisini bir şekilde üretime dönüştürmek için bu alandaki kapasiteyi hızlı bir şekilde artırmak gerekiyor. Aynı şekilde ülkemizde yıllık güneş ışıma değerleri ortalama yıllık 2800 saat olmasına rağmen 2015 yılı sonu itibarıyla devreye alınan GES kapasitesi 250 MW’tın altındadır. Yenilenebilir enerji yatırımlarının gerçekleştirilmesini gecikmesinde karşımıza çıkan iki temel sorun bulunuyor.
• Bürokratik işlemler
• Finansman kaynaklarına erişim
Bunlara ek olarak trafo kapasitelerinin sınırlı olması ve talebi yeterince karşılayamamasıdır.
RES ve GES Projelerinin Finansmanında Alternatif Kaynaklar
Ülkemiz açısından enerji arz güvenliği ve enerji üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılmasının önündeki en temel engellerden biri finansman sorunudur. Bu amaçla alternatif finansman kaynaklarının oluşturulması için sermaye piyasası araçlarının devreye alınması ciddi bir şekilde düşünülmelidir. Enerji projelerinin finansmanında kullanılabilecek sermaye piyasası araçlarına birkaç örnek vermek gerekirse;
• Enerji Yatırım fonları
• Enerji yatırım Ortaklıkları
• Enerji Yatırımlarına Yönelik Varlığa Dayalı Menkul İhracı
• RES veya GES Enerji Yatırımlarına dayalı SUKUK ihracı.
• BES fonlarının GES ve RES yatırımlarında kullanılması ilk akla gelenlerdir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Dünyadaki örneklere baktığımızda Bireysel Emeklilik Sistemindeki (BES) fonlarının enerji yatırımlarında etkin bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. (1)
Yine aynı şekilde dünyada yenilenebilir enerjiye yatırım yapan birçok yatırım fonunun olduğunu görüyoruz. (2)
Yukarıda belirtilen seçenekler içerisinde BES kaynaklarının RES ve GES yatırımlarında kullanılmasını biraz daha detaylı ele alalım.
7 Nisan 2001 tarih ve 24366 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nun 1. Maddesinde:
“… tasarruflarının yatırıma yönlendirilmesi ile emeklilik döneminde ek bir gelir sağlanarak refah düzeylerinin yükseltilmesi, ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratarak istihdamın artırılması ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulması…” ifadesi yer almaktadır.
Bireysel emeklilik sisteminde üyelerce yatırılan katkı payları ise Emeklilik Yatırım Fonları tarafından Sermaye Piyasası Kurulunca çıkarılan “Emeklilik Yatırım Fonlarının Kuruluş ve Faaliyetlerine İlişkin Esaslar Hakkında Yönetmelik”le düzenlenmiştir.
Söz konusu Yönetmeliğin 5. Maddesine göre Emeklilik yatırım Fonları;
a) Nakit, vadeli ve vadesiz mevduat,
b) Borçlanma araçları (ters repo dahil) ile hisse senetleri,
c) Kıymetli madenlere ve gayrimenkule dayalı varlıklar,
d) Repo işlemleri,
e) Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile varantlar,
f) Borsa para piyasası işlemleri,
g) Yatırım fonu katılma payları,
h) Kurulca uygun görülen ve kamuya ilan edilen diğer para ve sermaye piyasası araçlarına yatırım yapabilmektedir.
Mevcut düzenlemeler çerçevesinde Bireysel Emeklilik sistemindeki kaynakların enerji alanında yatırım yapabilir şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
25.12.2015 tarihi itibarıyla şirketlerin katılımcı sayısı 6.004.152 kişi olup, devlet katkısı ile birlikte katılımcıların toplam fon tutarı 42.6 Milyar TL’dir.
Maalesef bireysel emeklilik fonlarının uzun vadeli reel getirisi (tüm fonların ortalamasına göre) henüz yatırımcılarını tatmin eder düzeye ulaşamamıştır. Bu nedenle sisteme katılımın teşvik edilmesi için devlet %25 oranında ilave katkı payı teşviki getirmek zorunda kalmıştır.
BES Fonları GES Yatırımlarında kullanılırsa durum ne olur?
1 MW’lık GES Santralinin kuruluş maliyetinin 1 milyon USD olduğunu varsayalım. Performansının yıllık 1600 saat kabul edersek, yatırım tutarının öz kaynakla yapılması durumunda geri dönüşüm süresi azami 6 yılı geçmemektedir.
Üretilen emtia enerji, on yıl süre ile devletin dolar bazında 133 USD/KWh sabit fiyattan alım garantisi var.
Kurulan sistemin asgari 25 yıl enerji üretmeye devam edeceği dikkate alındığında BES katılımcıları açısından mevcut yatırım tercihlerine göre istikrarlı ve çok daha cazip bir getiri imkanı ortaya çıkmış olacaktır. Yatırım tutarı içerisinde devletin %25 ek katkı payı dikkate alındığında yatırımın geri dönüşüm süreci daha kısa olacaktır.
2015 yılsonu itibarıyla Emeklilik Fonlarında biriken toplam 42,6 milyar TL’nin %25’i GES projelerinde değerlendirilmiş olsa asgari 3000 MW’lık GES santralinin kısa süre içerisinde devreye alınması mümkün hale gelecektir.
BES sisteminde yer alan toplam 6 milyon katılımcının önemli bir kısmı dolaylı GES yatırımcısı olacaktır.
Yapılan yatırımın getirisinin reel olarak yüksek olması, faizsiz bir yatırım aracı haline gelmesi BES sistemine olan ilgiyi artıracaktır.
Burada lisansız enerji üretim miktarının 1MW ile sınırlı olmasına ilişkin düzenlemede BES sistemi için istisna getirilmesi uygun olacaktır. Bu tür bir düzenlemenin yapılaması durumunda kurulacak lisansız GES santrallerinin kiralanması yöntemi de düşünülebilir.
GES Projelerinde Piyasada Uygulanan Mevcut Finansman Yöntemleri
Halen ülkemizde GES projelerinde finansman yöntemi olarak aşağıdaki kaynaklar kullanılabilmektedir:
• TURSEFF Kaynaklı krediler
• Banka Kredileri
• Yurt Dışı Fonlar
TURSEFF kredilerinde ve bankalar tarafından sağlanan kredilerde %25 öz kaynak şartı aranırken, projenin tamamını finanse eden çeşitli yurt dışı fonlarda bulunmaktadır. Bu model kredibilitesi yüksek yatırımcılar tarafından tercih edilirken, kredi limiti veya öz kaynağı sınırlı yatırımcılar yap işlet devret modeli veya %100 finansman sağlayan yabancı fonları tercih etmektedir.
Enerji projelerinin kredilendirilmesinde bankalarımızın daha esnek ödeme planları içeren yöntemleri geliştirmesinde yarar var. Zira üretilen ürünün miktarı, satılacağı yer ve getirisi belli iken alacağın temliki ve kurulan tesisin teminat olarak alınması dışında ilave şartların sürülmemesi gerekir.
GES Yatırımlarında Lisans Yerine ARGE Fonuna Katkı Payı talep edilmesi
1MW’ta kadar Lisanssız GES projelerinde yatırımın geri dönüşüm süresi ortalama 7 yıl kabul edilmektedir. (kredi kullanıldığı varsayılmıştır.)
1MW’tın üzerinde yapılacak GES Enerji yatırımlarında MW başına bir milyon doları aşan lisans bedelleri işin içerisine girdiğinde yatırımın geri dönüşüm süresi ortalama 15 yılı bulmakta ve yatırımcılar için cazibesini kaybetmektedir.
Ülkemizin enerji ihtiyacının yenilenebilir enerji kaynaklarından bir an önce sağlanması isteniyorsa 1MW üzerindeki yapılacak yatırımlarda lisans bedeli alınması yerine MW başına doğrudan Güneş Enerjisi üretim teknolojilerine yönelik ARGE fonuna makul bir katkı payı tercih edilebilir. Örneğin MW başına 50.000 USD veya üretilen enerji bedelinin beş yıl süreyle %1 gibi.
Sonuç ve öneriler
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de enerji arz güvenliği, enerji kaynaklarında dışa bağımlılığın azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla yararlanılması için hızlı sonuç alacak araçları devreye sokmamız bir zorunluluktur.
Artık doğan güneşin batışını izlemek yerine güneş enerjisinden daha fazla yararlanmalıyız. Rüzgardan enerji üretim potansiyelimizi azami ölçüde kullanmalıyız.
Bu amaçla GES ve RES projelerinin hayata geçirilmesinde finansman kaynaklarını çeşitlendirmek için sermaye piyasası araçlarını geliştirmeliyiz.
GES ve RES alanındaki ülkemiz kaynaklarının yabancı fonların ve şirketlerin insafına bırakmak yerine, atıl kaynaklarımızı bu alana yönlendirmeliyiz.
Özel emeklilik yatırım fonlarının yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmalarına imkan verecek şekilde gerekli mevzuat değişiklikleri yapılmalıdır. Böylelikle toplam enerji arz kapasitesi içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı artırılmış olacaktır.
Bir diğer önemli husus özellikle GES projelerinin hayata geçirilmesinde bürokratik işlemler basitleştirilmelidir.
1MW üzerindeki yatırımlarda lisans bedeli almak yerine ARGE fonuna katkı payı alınması yöntemi tercih edilmelidir.
GES ve RES projelerinde, projelerin %100 finansmanına imkan verecek şekilde finans kaynakları geliştirilmelidir. Sadece GES ve RES yenilenebilir enerji yatırımlarında kullanılmak üzere Hazine tarafından uzun vadeli tahvil ihracı yapılabilir.
Enerji yatırımları için yeterli kaynağımız vardır. Gerekli düzenlemeleri yaparak yenilenebilir enerji yatırımlarına yeterli kaynağın aktarılmasıdır. Bu amaçla sermaye piyasalarında enerji yatırımlarını teşvik edecek araçların geliştirilmesi bir yandan enerji yatırımlarını artırırken, sermaye piyasalarımızın da gelişmesine katkı sağlayacaktır.
Bu yazıda enerji yatırımlarına yönelik sermaye piyasalarında geliştirilecek yeni araçlarla kaynak yaratılması için bazı öneriler sunulmuştur. Şimdi konu üzerinde ilgili tarafların birlikte çalışma zamanıdır.
(1)http://www.renewableenergyworld.com/news/2014/06/solar-energy-increasingly-considered-a-safe-attractive-investment.html
(2)http://www.renewableenergyworld.com/articles/2015/01/uncovering-green-alternative-energy-mutual-funds.html
–
Emir ÇETİNKAYA*
Emir ÇETİNKAYA @Twitter
“This article was published in Turkish.”
Yanlış duymadınız yenilenebilir enerji yatırımları gibi geri dönüşümü kısa süre içerisinde net ve garanti olan yatırımlar için yeterli kaynağı oluşturmak mümkündür. Yeter ki atıl kaynakları doğru yöntemlerle verimli değerlendirelim. Yazının devamında hangi kaynakların ne şekilde kullanılabileceğine ilişkin öneriler yer almaktadır.**
Günümüzde enerji ve enerji arz güvenliği günlük hayatımızın devamı için üzerinde en çok durulması gereken temel konuların başında gelmektedir. Diğer taraftan iklim değişikliğinin önlenmesi çerçevesinde karbon emisyonlarının azaltılması dünyanın son yıllarda öncelikli gündemini oluşturmaktadır.
Bir yandan verimli enerji kullanımı öne çıkarken aynı zamanda yenilebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi teşvik edilmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının başında ise hidrolik, güneş, rüzgar ve jeotermalden enerji üretilmesi, yenilebilir enerji kaynaklarının toplam enerji üretimi içerisindeki payının artırılması önem arz etmektedir.
2015 yılı Kasım ayı itibarıyla ülkemizin enerji arz kapasitesi 72,486,4 MW seviyesine ulaşmış olmakla birlikte bu arz kapasitesi içerisindeki Güneş santrallerinin payı 203,1 MW ile binde 3 seviyesindedir.
2014 yılında ise bu rakamın 40,2 MW ile binde birin altında bir paya sahip olduğunu görüyoruz. Rüzgarda ise durum henüz arzu edilen seviyelerde olmamasına rağmen çok daha iyi durumdadır. 2015 yılında RES kurulu gücü 4.365,6 MW ile GES kapasitesinin 20 katından fazla bir paya sahip.
Ülkemizin enerji tüketimi her 10-12 yılda iki katına çıkmaktadır. Bu noktadan hareketle enerji arz güvenliği açısından enerji yatırımlarına devam edilmesi bir zorunluluktur. Tercih noktasında ise yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmemiz ise ayrı bir önem kazanmaktadır.
Enerji Yatırımlarını Kim Yapacak?
1984 yılı sonrası ülkemizde enerji üretimi ilk defa özel sektöre açılmış, somut adımlar ise 1990 yılı başlarında atılmaya başlanmıştır. 2000’li yılların başında ise enerji piyasalarının liberalleşmesi yönünde EPDK’nın kurulmasıyla birçok yasal düzenleme devreye girmiştir. 2000-2015 dönemini dikkate aldığımızda enerji üretiminde kamunun payı azalırken özel sektörün payı %50’nin üzerine çıkmış bulunmakta ve artmaya devam etmektedir.
Yakın dönemde kamunun elinde bulunan santrallerin işletme lisans devri yoluyla özel sektöre devredilmesiyle birlikte artık enerji yatırımlarının özel sektör eliyle sürdürüleceğini söyleyebiliriz.
GES ve RES Projelerinde Son Durum Nedir?
RES projelerinde yatırımlar GES projelerine göre daha ileri bir kapasite noktasında olmasına rağmen bu alanda daha hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Esen rüzgarın enerjisini bir şekilde üretime dönüştürmek için bu alandaki kapasiteyi hızlı bir şekilde artırmak gerekiyor. Aynı şekilde ülkemizde yıllık güneş ışıma değerleri ortalama yıllık 2800 saat olmasına rağmen 2015 yılı sonu itibarıyla devreye alınan GES kapasitesi 250 MW’tın altındadır. Yenilenebilir enerji yatırımlarının gerçekleştirilmesini gecikmesinde karşımıza çıkan iki temel sorun bulunuyor.
• Bürokratik işlemler
• Finansman kaynaklarına erişim
Bunlara ek olarak trafo kapasitelerinin sınırlı olması ve talebi yeterince karşılayamamasıdır.
RES ve GES Projelerinin Finansmanında Alternatif Kaynaklar
Ülkemiz açısından enerji arz güvenliği ve enerji üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılmasının önündeki en temel engellerden biri finansman sorunudur. Bu amaçla alternatif finansman kaynaklarının oluşturulması için sermaye piyasası araçlarının devreye alınması ciddi bir şekilde düşünülmelidir. Enerji projelerinin finansmanında kullanılabilecek sermaye piyasası araçlarına birkaç örnek vermek gerekirse;
• Enerji Yatırım fonları
• Enerji yatırım Ortaklıkları
• Enerji Yatırımlarına Yönelik Varlığa Dayalı Menkul İhracı
• RES veya GES Enerji Yatırımlarına dayalı SUKUK ihracı.
• BES fonlarının GES ve RES yatırımlarında kullanılması ilk akla gelenlerdir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Dünyadaki örneklere baktığımızda Bireysel Emeklilik Sistemindeki (BES) fonlarının enerji yatırımlarında etkin bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. (1)
Yine aynı şekilde dünyada yenilenebilir enerjiye yatırım yapan birçok yatırım fonunun olduğunu görüyoruz. (2)
Yukarıda belirtilen seçenekler içerisinde BES kaynaklarının RES ve GES yatırımlarında kullanılmasını biraz daha detaylı ele alalım.
7 Nisan 2001 tarih ve 24366 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nun 1. Maddesinde:
“… tasarruflarının yatırıma yönlendirilmesi ile emeklilik döneminde ek bir gelir sağlanarak refah düzeylerinin yükseltilmesi, ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratarak istihdamın artırılması ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulması…” ifadesi yer almaktadır.
Bireysel emeklilik sisteminde üyelerce yatırılan katkı payları ise Emeklilik Yatırım Fonları tarafından Sermaye Piyasası Kurulunca çıkarılan “Emeklilik Yatırım Fonlarının Kuruluş ve Faaliyetlerine İlişkin Esaslar Hakkında Yönetmelik”le düzenlenmiştir.
Söz konusu Yönetmeliğin 5. Maddesine göre Emeklilik yatırım Fonları;
a) Nakit, vadeli ve vadesiz mevduat,
b) Borçlanma araçları (ters repo dahil) ile hisse senetleri,
c) Kıymetli madenlere ve gayrimenkule dayalı varlıklar,
d) Repo işlemleri,
e) Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile varantlar,
f) Borsa para piyasası işlemleri,
g) Yatırım fonu katılma payları,
h) Kurulca uygun görülen ve kamuya ilan edilen diğer para ve sermaye piyasası araçlarına yatırım yapabilmektedir.
Mevcut düzenlemeler çerçevesinde Bireysel Emeklilik sistemindeki kaynakların enerji alanında yatırım yapabilir şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
25.12.2015 tarihi itibarıyla şirketlerin katılımcı sayısı 6.004.152 kişi olup, devlet katkısı ile birlikte katılımcıların toplam fon tutarı 42.6 Milyar TL’dir.
Maalesef bireysel emeklilik fonlarının uzun vadeli reel getirisi (tüm fonların ortalamasına göre) henüz yatırımcılarını tatmin eder düzeye ulaşamamıştır. Bu nedenle sisteme katılımın teşvik edilmesi için devlet %25 oranında ilave katkı payı teşviki getirmek zorunda kalmıştır.
BES Fonları GES Yatırımlarında kullanılırsa durum ne olur?
1 MW’lık GES Santralinin kuruluş maliyetinin 1 milyon USD olduğunu varsayalım. Performansının yıllık 1600 saat kabul edersek, yatırım tutarının öz kaynakla yapılması durumunda geri dönüşüm süresi azami 6 yılı geçmemektedir.
Üretilen emtia enerji, on yıl süre ile devletin dolar bazında 133 USD/KWh sabit fiyattan alım garantisi var.
Kurulan sistemin asgari 25 yıl enerji üretmeye devam edeceği dikkate alındığında BES katılımcıları açısından mevcut yatırım tercihlerine göre istikrarlı ve çok daha cazip bir getiri imkanı ortaya çıkmış olacaktır. Yatırım tutarı içerisinde devletin %25 ek katkı payı dikkate alındığında yatırımın geri dönüşüm süreci daha kısa olacaktır.
2015 yılsonu itibarıyla Emeklilik Fonlarında biriken toplam 42,6 milyar TL’nin %25’i GES projelerinde değerlendirilmiş olsa asgari 3000 MW’lık GES santralinin kısa süre içerisinde devreye alınması mümkün hale gelecektir.
BES sisteminde yer alan toplam 6 milyon katılımcının önemli bir kısmı dolaylı GES yatırımcısı olacaktır.
Yapılan yatırımın getirisinin reel olarak yüksek olması, faizsiz bir yatırım aracı haline gelmesi BES sistemine olan ilgiyi artıracaktır.
Burada lisansız enerji üretim miktarının 1MW ile sınırlı olmasına ilişkin düzenlemede BES sistemi için istisna getirilmesi uygun olacaktır. Bu tür bir düzenlemenin yapılaması durumunda kurulacak lisansız GES santrallerinin kiralanması yöntemi de düşünülebilir.
GES Projelerinde Piyasada Uygulanan Mevcut Finansman Yöntemleri
Halen ülkemizde GES projelerinde finansman yöntemi olarak aşağıdaki kaynaklar kullanılabilmektedir:
• TURSEFF Kaynaklı krediler
• Banka Kredileri
• Yurt Dışı Fonlar
TURSEFF kredilerinde ve bankalar tarafından sağlanan kredilerde %25 öz kaynak şartı aranırken, projenin tamamını finanse eden çeşitli yurt dışı fonlarda bulunmaktadır. Bu model kredibilitesi yüksek yatırımcılar tarafından tercih edilirken, kredi limiti veya öz kaynağı sınırlı yatırımcılar yap işlet devret modeli veya %100 finansman sağlayan yabancı fonları tercih etmektedir.
Enerji projelerinin kredilendirilmesinde bankalarımızın daha esnek ödeme planları içeren yöntemleri geliştirmesinde yarar var. Zira üretilen ürünün miktarı, satılacağı yer ve getirisi belli iken alacağın temliki ve kurulan tesisin teminat olarak alınması dışında ilave şartların sürülmemesi gerekir.
GES Yatırımlarında Lisans Yerine ARGE Fonuna Katkı Payı talep edilmesi
1MW’ta kadar Lisanssız GES projelerinde yatırımın geri dönüşüm süresi ortalama 7 yıl kabul edilmektedir. (kredi kullanıldığı varsayılmıştır.)
1MW’tın üzerinde yapılacak GES Enerji yatırımlarında MW başına bir milyon doları aşan lisans bedelleri işin içerisine girdiğinde yatırımın geri dönüşüm süresi ortalama 15 yılı bulmakta ve yatırımcılar için cazibesini kaybetmektedir.
Ülkemizin enerji ihtiyacının yenilenebilir enerji kaynaklarından bir an önce sağlanması isteniyorsa 1MW üzerindeki yapılacak yatırımlarda lisans bedeli alınması yerine MW başına doğrudan Güneş Enerjisi üretim teknolojilerine yönelik ARGE fonuna makul bir katkı payı tercih edilebilir. Örneğin MW başına 50.000 USD veya üretilen enerji bedelinin beş yıl süreyle %1 gibi.
Sonuç ve öneriler
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de enerji arz güvenliği, enerji kaynaklarında dışa bağımlılığın azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla yararlanılması için hızlı sonuç alacak araçları devreye sokmamız bir zorunluluktur.
Artık doğan güneşin batışını izlemek yerine güneş enerjisinden daha fazla yararlanmalıyız. Rüzgardan enerji üretim potansiyelimizi azami ölçüde kullanmalıyız.
Bu amaçla GES ve RES projelerinin hayata geçirilmesinde finansman kaynaklarını çeşitlendirmek için sermaye piyasası araçlarını geliştirmeliyiz.
GES ve RES alanındaki ülkemiz kaynaklarının yabancı fonların ve şirketlerin insafına bırakmak yerine, atıl kaynaklarımızı bu alana yönlendirmeliyiz.
Özel emeklilik yatırım fonlarının yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmalarına imkan verecek şekilde gerekli mevzuat değişiklikleri yapılmalıdır. Böylelikle toplam enerji arz kapasitesi içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı artırılmış olacaktır.
Bir diğer önemli husus özellikle GES projelerinin hayata geçirilmesinde bürokratik işlemler basitleştirilmelidir.
1MW üzerindeki yatırımlarda lisans bedeli almak yerine ARGE fonuna katkı payı alınması yöntemi tercih edilmelidir.
GES ve RES projelerinde, projelerin %100 finansmanına imkan verecek şekilde finans kaynakları geliştirilmelidir. Sadece GES ve RES yenilenebilir enerji yatırımlarında kullanılmak üzere Hazine tarafından uzun vadeli tahvil ihracı yapılabilir.
Enerji yatırımları için yeterli kaynağımız vardır. Gerekli düzenlemeleri yaparak yenilenebilir enerji yatırımlarına yeterli kaynağın aktarılmasıdır. Bu amaçla sermaye piyasalarında enerji yatırımlarını teşvik edecek araçların geliştirilmesi bir yandan enerji yatırımlarını artırırken, sermaye piyasalarımızın da gelişmesine katkı sağlayacaktır.
Bu yazıda enerji yatırımlarına yönelik sermaye piyasalarında geliştirilecek yeni araçlarla kaynak yaratılması için bazı öneriler sunulmuştur. Şimdi konu üzerinde ilgili tarafların birlikte çalışma zamanıdır.
(1)http://www.renewableenergyworld.com/news/2014/06/solar-energy-increasingly-considered-a-safe-attractive-investment.html
(2)http://www.renewableenergyworld.com/articles/2015/01/uncovering-green-alternative-energy-mutual-funds.html