16.5 C
Ankara
Thursday, April 18, 2024
spot_img

“Lisanssız Elektrik Üretiminin İktisadına Dair Kısa Bir Kavramsal Çerçeve”-“A Brief Conceptual Framework Of The Economics Of Unlicensed Electricity Generation”

Yrd. Doç. Dr. Fatih Cemil ÖZBUĞDAY
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
İktisat Bölümü Öğretim Üyesi, TENVA Direktörü

Fatih Cemil Ozbugday @Twitter

Türkiye’de 2016 Mart ayının sonlarına doğru EPDK’nın Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin uygulanmasında değişikliğe gitmesiyle, lisanssız elektrik üretimi ile ilgili farklı boyutlarda tartışmalar yeniden başladı. Bu tartışmalar, genellikle, yapılan değişikliklerin lisanssız elektrik üretimi yatırımlarını nasıl etkileyeceği sorusu etrafında şekillendi. İlgili görüş ve yorumları okurken ve bu eksende araştırmalarımı genişletirken, lisanssız elektrik üretimi ile ilgili ülkemizde kavramsal düzeyde yeterince kaynak bulunmadığını ve yazılan metinlerin çoğunlukla operasyonel ve hukuki metinlerden ibaret olduğunu fark ettim. Dolayısıyla bu yazımda lisanssız elektrik üretiminin ekonomisine ilişkin çok kısa bir kavramsal çerçeve sunmak istiyorum.*

Lisanssız Elektrik Üretimi Dağıtık Üretim (Distributed Generation) ile Aynı Değil

Lisanssız elektrik üretiminin iktisadını anlatırken, öncelikle literatürdeki konumunun belirlenmesi gerekmektedir. Lisanssız elektrik üretimi, dağıtık üretim literatürü kapsamında değerlendirilebilir gibi gözükse de, burada hatırlanması gereken husus lisanssız elektrik üretimi ile dağıtık üretimin tamamen aynı olmadığıdır. Dağıtık üretim birçok farklı çalışma ve kurum tarafından farklı biçimlerde tanımlanmış olsa da, bu tanımlardaki ortak temalar üretim birimlerinin dağıtım şebekesine bağlanması ve ölçek olarak üretim kapasitenin merkezi ve büyük üretim santrallerinden küçük olmasıdır. Bazı uzmanlar bu tanıma, üretici birimlerin sayacın tüketim tarafında olması gerekliliğini de eklemektedir. (1) Ancak, lisanssız elektrik üretimi ile ilgili mevzuatta ne dağıtık üretime ne de herhangi bir tanımına yer verilmiştir. Ayrıca, mevzuattaki durumuyla değerlendirildiğinde, lisanssız elektrik üretiminin dağıtık üretimden daha dar kapsamlı olduğu görülmektedir.

Lisanssız Elektrik Üretimi İletim-Dağıtım Şebekesi Yatırımlarının İkamesi Olabilir

Lisanssız elektrik üretimi sayesinde öz-tüketimin yaygınlaşması sonucu elektriğin iletilmesi ve dağıtılması ihtiyacı azalacaktır. Bu da, lisanssız elektrik üretiminin, dağıtık üretim ile benzer şekilde, iletim ve dağıtım şebekesinin kapasitesinin artırılması için yapılacak yatırımların ikamesi olabileceği anlamına gelmektedir. Geçmiş yıllarda International Energy Agency (IEA) tarafından yayımlanan bir rapora (2) göre yerinde üretim, toplam elektrik üretim maliyetinin % 30’una karşılık gelecek şekilde iletimdeki ve dağıtımdaki maliyetleri azaltmaktadır. Tüketici tabanının küçük olduğu bölgelerde, söz konusu maliyet tasarrufunun daha yüksek olacaktır. Lisanssız elektrik üretimi için ise, söz konusu maliyet tasarrufunun kapasite limitinden ötürü daha az olacağı söylenebilir.

Lisanssız Elektrik Üretimi-Serbestleşme İlişkisi

Elektrik piyasasının serbestleştirilmesiyle mümkün olan lisanssız elektrik üretimi, serbestleştirme düzeyinin artmasıyla daha da yaygınlaşmaktadır. Bunun temelinde ise üç neden yatmaktadır. Birincisi liberalizasyon ile birlikte tüketicinin kendi ihtiyaçlarına en iyi cevap verecek şekilde enerjisini temin edebilmesi mümkün olunca, birçok tüketici kendi elektriğini üretmeyi en cazip seçenek olarak görebilmektedir. Bir diğer neden ise serbestleşen piyasalarda, üzerinde maliyet-etkin olma baskısı hisseden firmaların gerekli yatırımları yapmaması sonucu enerji güvenliğinin bozulması riskidir. Bu riskini azaltmak isteyen tüketiciler, lisanssız elektrik üretimini tercih edebilirler. Son olarak, serbestleştirme ile birlikte daha fazla ekonomik birimin enerji ticaretine (satıcı olarak) katılmak istemesi, lisanssız elektrik üretimini teşvik etmektedir.

Lisanssız Elektrik Üretiminin Önündeki Engeller

Bir önceki paragrafta da ifade edilen serbestleşme-lisanssız elektrik üretimi ilişkisi doğrultusunda, lisanssız elektrik üretiminin önündeki en büyük engelin eksik (ya da aksak) liberalizasyon olduğunu söylemek mümkündür. Dağıtım şebekesine üçüncü taraf erişiminde ayrımcılığın ve zorluğun olmadığı, yatırım süreçlerinin yalın ve şeffaf olarak tanımlandığı, düzenlemenin ve düzenleyici riskin minimize edildiği ortamlarda lisanssız elektrik üretimi yatırımları da artış gösterecektir.

Öte yandan, dağıtık üretim ile ilgili literatüre baktığımızda, dağıtık üretim önündeki engellerin lisanssız elektrik üretimi için de engel teşkil edebileceğini söylemek mümkündür. Konuyla ilgili çalışmalar bir araya getirildiğinde dağıtık üretim önündeki engelleri 3 genel kategoride sınıflandırmak mümkündür: teknik engeller, finansal engeller ve düzenleyici engeller. Bu engeller detaylıca ele alındığında ise, yerinde üretimin önünde en büyük engeli yine düzenleyici bariyerlerin teşkil ettiği söylenebilir.

Türkiye Lisanssız Elektrik Üretiminin Artması için Elektrik Piyasasında Tam Serbestleşmeyi Sağlamalı

Son olarak, Türkiye’de lisanssız elektrik üretiminin henüz emekleme aşamasında olmasını da elektrik piyasasında serbestleşmenin tamamlanmamasına bağlıyorum. Dolayısıyla, Türkiye’de elektrik piyasasının tam olarak serbestleştirilmesiyle beraber lisanssız elektrik üretiminin de gerçek değerini bulacağını söylemek yanlış olmaz.

[1] Pepermans vd. (2005). Distributed generation: definition, benefits and issues. Energy Policy, 33: 787-798.

[2] IEA (2002). Distributed Generation in Liberalized Electricity Markets, Paris.

*”Bu yazı Enerji Panorama dergisinin Temmuz 2016 tarihli sayısı için özel hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Türkiye Enerji Vakfı’na aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”

Yrd. Doç. Dr. Fatih Cemil ÖZBUĞDAY
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
İktisat Bölümü Öğretim Üyesi, TENVA Direktörü

Fatih Cemil Ozbugday @Twitter

*This entry is only available in Turkish.

Türkiye’de 2016 Mart ayının sonlarına doğru EPDK’nın Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin uygulanmasında değişikliğe gitmesiyle, lisanssız elektrik üretimi ile ilgili farklı boyutlarda tartışmalar yeniden başladı. Bu tartışmalar, genellikle, yapılan değişikliklerin lisanssız elektrik üretimi yatırımlarını nasıl etkileyeceği sorusu etrafında şekillendi. İlgili görüş ve yorumları okurken ve bu eksende araştırmalarımı genişletirken, lisanssız elektrik üretimi ile ilgili ülkemizde kavramsal düzeyde yeterince kaynak bulunmadığını ve yazılan metinlerin çoğunlukla operasyonel ve hukuki metinlerden ibaret olduğunu fark ettim. Dolayısıyla bu yazımda lisanssız elektrik üretiminin ekonomisine ilişkin çok kısa bir kavramsal çerçeve sunmak istiyorum.

Lisanssız Elektrik Üretimi Dağıtık Üretim (Distributed Generation) ile Aynı Değil

Lisanssız elektrik üretiminin iktisadını anlatırken, öncelikle literatürdeki konumunun belirlenmesi gerekmektedir. Lisanssız elektrik üretimi, dağıtık üretim literatürü kapsamında değerlendirilebilir gibi gözükse de, burada hatırlanması gereken husus lisanssız elektrik üretimi ile dağıtık üretimin tamamen aynı olmadığıdır. Dağıtık üretim birçok farklı çalışma ve kurum tarafından farklı biçimlerde tanımlanmış olsa da, bu tanımlardaki ortak temalar üretim birimlerinin dağıtım şebekesine bağlanması ve ölçek olarak üretim kapasitenin merkezi ve büyük üretim santrallerinden küçük olmasıdır. Bazı uzmanlar bu tanıma, üretici birimlerin sayacın tüketim tarafında olması gerekliliğini de eklemektedir. (1) Ancak, lisanssız elektrik üretimi ile ilgili mevzuatta ne dağıtık üretime ne de herhangi bir tanımına yer verilmiştir. Ayrıca, mevzuattaki durumuyla değerlendirildiğinde, lisanssız elektrik üretiminin dağıtık üretimden daha dar kapsamlı olduğu görülmektedir.

Lisanssız Elektrik Üretimi İletim-Dağıtım Şebekesi Yatırımlarının İkamesi Olabilir

Lisanssız elektrik üretimi sayesinde öz-tüketimin yaygınlaşması sonucu elektriğin iletilmesi ve dağıtılması ihtiyacı azalacaktır. Bu da, lisanssız elektrik üretiminin, dağıtık üretim ile benzer şekilde, iletim ve dağıtım şebekesinin kapasitesinin artırılması için yapılacak yatırımların ikamesi olabileceği anlamına gelmektedir. Geçmiş yıllarda International Energy Agency (IEA) tarafından yayımlanan bir rapora (2) göre yerinde üretim, toplam elektrik üretim maliyetinin % 30’una karşılık gelecek şekilde iletimdeki ve dağıtımdaki maliyetleri azaltmaktadır. Tüketici tabanının küçük olduğu bölgelerde, söz konusu maliyet tasarrufunun daha yüksek olacaktır. Lisanssız elektrik üretimi için ise, söz konusu maliyet tasarrufunun kapasite limitinden ötürü daha az olacağı söylenebilir.

Lisanssız Elektrik Üretimi-Serbestleşme İlişkisi

Elektrik piyasasının serbestleştirilmesiyle mümkün olan lisanssız elektrik üretimi, serbestleştirme düzeyinin artmasıyla daha da yaygınlaşmaktadır. Bunun temelinde ise üç neden yatmaktadır. Birincisi liberalizasyon ile birlikte tüketicinin kendi ihtiyaçlarına en iyi cevap verecek şekilde enerjisini temin edebilmesi mümkün olunca, birçok tüketici kendi elektriğini üretmeyi en cazip seçenek olarak görebilmektedir. Bir diğer neden ise serbestleşen piyasalarda, üzerinde maliyet-etkin olma baskısı hisseden firmaların gerekli yatırımları yapmaması sonucu enerji güvenliğinin bozulması riskidir. Bu riskini azaltmak isteyen tüketiciler, lisanssız elektrik üretimini tercih edebilirler. Son olarak, serbestleştirme ile birlikte daha fazla ekonomik birimin enerji ticaretine (satıcı olarak) katılmak istemesi, lisanssız elektrik üretimini teşvik etmektedir.

Lisanssız Elektrik Üretiminin Önündeki Engeller

Bir önceki paragrafta da ifade edilen serbestleşme-lisanssız elektrik üretimi ilişkisi doğrultusunda, lisanssız elektrik üretiminin önündeki en büyük engelin eksik (ya da aksak) liberalizasyon olduğunu söylemek mümkündür. Dağıtım şebekesine üçüncü taraf erişiminde ayrımcılığın ve zorluğun olmadığı, yatırım süreçlerinin yalın ve şeffaf olarak tanımlandığı, düzenlemenin ve düzenleyici riskin minimize edildiği ortamlarda lisanssız elektrik üretimi yatırımları da artış gösterecektir.

Öte yandan, dağıtık üretim ile ilgili literatüre baktığımızda, dağıtık üretim önündeki engellerin lisanssız elektrik üretimi için de engel teşkil edebileceğini söylemek mümkündür. Konuyla ilgili çalışmalar bir araya getirildiğinde dağıtık üretim önündeki engelleri 3 genel kategoride sınıflandırmak mümkündür: teknik engeller, finansal engeller ve düzenleyici engeller. Bu engeller detaylıca ele alındığında ise, yerinde üretimin önünde en büyük engeli yine düzenleyici bariyerlerin teşkil ettiği söylenebilir.

Türkiye Lisanssız Elektrik Üretiminin Artması için Elektrik Piyasasında Tam Serbestleşmeyi Sağlamalı

Son olarak, Türkiye’de lisanssız elektrik üretiminin henüz emekleme aşamasında olmasını da elektrik piyasasında serbestleşmenin tamamlanmamasına bağlıyorum. Dolayısıyla, Türkiye’de elektrik piyasasının tam olarak serbestleştirilmesiyle beraber lisanssız elektrik üretiminin de gerçek değerini bulacağını söylemek yanlış olmaz.

[1] Pepermans vd. (2005). Distributed generation: definition, benefits and issues. Energy Policy, 33: 787-798.

[2] IEA (2002). Distributed Generation in Liberalized Electricity Markets, Paris.

*”Bu yazı Enerji Panorama dergisinin Temmuz 2016 tarihli sayısı için özel hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Türkiye Enerji Vakfı’na aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”

TENVAhttps://www.tenva.org
Türkiye Enerji Vakfı (TENVA), enerji kaynakları, teknolojileri, politikaları ve enerji piyasalarında gerçekleşmekte olan ulusal ve uluslararası gelişmelere aktif katkı sunmak için 2012 yılında faaliyetlerine başladı. Enerji sektörüne özel Türkiye'nin ilk ve tek düşünce kuruluşu olmanın verdiği ağırlıkla çalışmalarını gerçekleştiren TENVA bünyesinde; Enerji Teknolojileri ve Sürdürülebilirlik Araştırma Merkezi, Uluslararası Enerji Politikaları ve Diplomasisi Araştırma Merkezi, Enerji Piyasaları ve Düzenleyici İşlemler Araştırma Merkezi yer almaktadır. TENVA, dünya piyasalarındaki eğilimler ve politik gelişmeler dikkate alınarak; uluslararası bir bakış ve disiplinler arası bir anlayış ile sektörü ele alıyor ve bu anlayış çerçevesinde 2013 Haziran ayından bu yana aylık olarak Enerji Panorama dergisini yayınlıyor.

Benzer

Sosyal Medya

513BeğenenlerBeğen
431TakipçilerTakip Et
13,416TakipçilerTakip Et

Haber bültenimize abone ol

E-Bülten abonemiz olun, enerji sektörüne dair en güncel haberler ve duyurular her hafta e-posta adresinize gelsin.

spot_img

En Son Haberler